Candan Erçetin:
Bu şehir insana tuzak kuruyor \ Этот город строит ловушки
Bu şehir insanı uzak kılıyor \ Этот город отдаляет людей
Bu şehir insanı hayli yoruyor \ Этот город утомляет
Bu şehir insanı hep kandırıyor \ Этот город все время обманывает
Ceza:
Senin için yazılmış her şiir \ Каждый стих, написанный для тебя
Bu bedenin olsa keşke \ Если бы было твое тело
Bak bir ömrü vereceğim işte bu şehir benim \ Смотри, я отдам свой век, это мой город
Bir demir atmış ki gönlüm yosun tutmuş \ Ведь мое сердце бросило якорь, заросло водорослями
Limanda kalmış toprağında servetim var \ Мое богатство в твоей земле, осталось в гавани
Anılarım çocukluğum ve geleceğim \ Мои воспоминания, мое детство и будущее
Bağlamış elimi kolumu \ Связало меня по рукам и ногам
Ne kadar uzağa gitsem de kopamadım \ Как бы далеко ни ушел, не мог порвать
Ne kadar yakınsam ona \ Насколько я близок к нему
Ben o kadar uzağım ondan \ Настолько далек от него
Her taraf tuzak her bir yer yalan \ Со всех сторон ловушки, везде ложь
Tutulmamış ki hiç birsöz \ Ни одно слово не сдержано
Hep yalan dolan var \ Все наполнено враньем
Gel bu şehrin havası böyle kalsın \ Приходи, пусть атмосфера этого города такой и останется
Aynalar yalancıdır \ Зеркала врут
Bu şehrin dört bir yanında ayna var alımlıdır \ Со всех сторон этого города есть привлекательное зеркало
Bir kandırır ki anlamazsın \ Обманет, и не поймешь
Verilen sözler unutulur \ Обещания забываются
Belki yarına umut olur \ Может, на завтра будет надежда
Fakat bu şehir unutturur \ Но этот город заставляет забывать
Bazen hatırlatır ve ağlatır güldürür \ Иногда напоминает и заставляет плакать и смеяться
Bir gün yaşarken bir gün öldürür \ Однажды живя, однажды убивает
Bir türküdür bu duyduğun senin için \ Эта звучащая народная песня - для тебя
Dikenli gül ve yaşanacak bir gündür \ Роза с шипами и день для жизни
Bu şehirde doğdum bu şehirde söndüm \ В этом городе родился, в этом и увял
Candan Erçetin:
Gel biz şehrin havasına hiç uymayalım \ Приходи, давай не будем спать в атмосфере этого города
Birbirimize verdiğimiz sözlerin hepsini tutalım \ Давай сдержим все данный друг другу слова
Birde şehirli türkü tutturup karşılıklı seninle \ К тому же, затянувший народную песню горожанин солидарен с тобой
Şehre inat dert üstüne dert koymayalım, ayrılmayalım \ Вопреки городу, давай не будем накапливать беды, давай не расставаться
Ceza:
Gönül bir bağlanmış ki sorma \ Сердце привязалось, не спрашивай
Her güneşli gün ve her yıldızlı geceyi özler o da bizim gibi \ Каждый солнечный день и каждую звездную ночь он тоже скучает, как мы
Kardeşiz biz sanki, yağmuruyla ıslanan ağaç gibi \ Мы как будто братья, промокшие под дождем деревья
Kökünden bağlı kopmaz, özümdür o bilinmez \ Привязанный корнем не оторвется, это наша неведомая суть
Sözüm var and içilmiş bir günde dört mevsimmiş \ У меня есть слово, в прошедшем дне словно четыре сезона
Bu Candan Erçetin:
Bu şehir insana tuzak kuruyor \ The city is building a trap
Bu şehir insanı uzak kılıyor \ This city alienates people
Bu şehir insanı hayli yoruyor \ The city tires
Bu şehir insanı hep kandırıyor \ This city always cheats
Ceza:
Senin için yazılmış her şiir \ Each verse written for you
Bu bedenin olsa keşke \ If it was your body
Bak bir ömrü vereceğim işte bu şehir benim \ Look, I'll give his life , this is my town
Bir demir atmış ki gönlüm yosun tutmuş \ After my heart anchored , seagrass beds
Limanda kalmış toprağında servetim var \ My wealth in your land , remained in the harbor
Anılarım çocukluğum ve geleceğim \ My memories of my childhood and the future
Bağlamış elimi kolumu \ tie me hand and foot
Ne kadar uzağa gitsem de kopamadım \ No matter how far gone he could not break
Ne kadar yakınsam ona \ As far as I am close to him
Ben o kadar uzağım ondan \ so far away
Her taraf tuzak her bir yer yalan \ From all sides of the trap , lie everywhere
Tutulmamış ki hiç birsöz \ Not one word kept
Hep yalan dolan var \ All is full of fabrications
Gel bu şehrin havası böyle kalsın \ Come , let the atmosphere of this city and will remain
Aynalar yalancıdır \ Mirrors lie
Bu şehrin dört bir yanında ayna var alımlıdır \ From all sides of the city has an attractive mirror
Bir kandırır ki anlamazsın \ cheat , and you do not understand
Verilen sözler unutulur \ Promises forgotten
Belki yarına umut olur \ Maybe tomorrow will hope
Fakat bu şehir unutturur \ But this city makes you forget
Bazen hatırlatır ve ağlatır güldürür \ Sometimes recalls and makes laugh and cry
Bir gün yaşarken bir gün öldürür \ day living , one kill
Bir türküdür bu duyduğun senin için \ This sounding folk song - for you
Dikenli gül ve yaşanacak bir gündür \ Rose with thorns and daily life
Bu şehirde doğdum bu şehirde söndüm \ In this town was born , and in this faded
Candan Erçetin:
Gel biz şehrin havasına hiç uymayalım \ Come , let us not sleep in the atmosphere of this city
Birbirimize verdiğimiz sözlerin hepsini tutalım \ Let's keep all this a word to each other
Birde şehirli türkü tutturup karşılıklı seninle \ In addition, the protracted folk song citizen solidarity with you
Şehre inat dert üstüne dert koymayalım, ayrılmayalım \ Contrary to the city, let's not accumulate trouble, let's not give up
Ceza:
Gönül bir bağlanmış ki sorma \ Heart tied , do not ask
Her güneşli gün ve her yıldızlı geceyi özler o da bizim gibi \ Every sunny day and every starry night he too bored, we
Kardeşiz biz sanki, yağmuruyla ıslanan ağaç gibi \ We are like brothers , drenched in the rain trees
Kökünden bağlı kopmaz, özümdür o bilinmez \ Tied roots do not come off , it's our mysterious essence
Sözüm var and içilmiş bir günde dört mevsimmiş \ I have a word in the last day like four seasons
Bu & # 3 Смотрите также: | |